Gent / BELÇİKA
7’nci gün… ikinci durak… Gent…
Brüksel’den Sint-Niklaas’ta oturan ablamlara dönüşte rotamızı
azıcık saptırıp Gent şehrine de uğrayalım dedik.
Brüksel’e giderken olduğu gibi, buraya da gelirken yolda
arabamızın türk plakalı olduğunu gören Belçikada yaşayan Türkler tarafından çok
sıcak ve samimi sohbetler ettik. Gent’e geldiğimizde Gravensteen kalesine yakın
bir yere arabayı park edip, fazla dolaşamasak ta, yine de ilginç şeylerle
karşılaştık.
Sint-Niklaas Kilisesine girip, içerisi görme fırsatım oldu.
İlk defa bir kiliseye giriyordum. Çok büyük… içerisinde insan kendini küçücük
bir şeymiş gibi hissediyor. Fotoğraf çekmek yasak olduğu için, flaş’sız birkaç fotoğraf
çekmeye çalıştım, onlar da pek başarılı fotoğraf olmadı.
Brüksel gezimizde ep ey yorulduğumuz için, Gent şehrini çok
fazla gezemedik. Bir yerlere oturup birer kahve içtikten sonra, otopark’a
dönerken de birer dondurma sefası yapalım dedik.
Sadece Gent’te değil, genel olarak Belçikada bisiklet
kullanımı ep ey yaygın. Şehir içinde otoyolların kenarında... yayaların olduğu
kısımlarda, bisiklet yolları var. Bisiklet kullanırken otomobil kuarallarına
göre kullanılır… yani gidiş yönü sağ taraftan…
Binalar dikkatimi çekti… 3 kattan yüksek bina yok. Belçika
genelinde yok sanırım fazla yüksek bina.
Mağazalarda dikkatimi çekti Belçika nakışları Brüksel’dekilerle kıyas çok daha uygun.
Gent için söyleye bileceğim şey… şirin bir kasaba… insanları
saygılı…
0 yorum:
Yorum Gönder